Silikona Bağlı Riskler ve Komplikasyonlar

Her tıbbi girişimde ve hayatımızın her adımında olduğu gibi bu işlemin de riskleri ve olası yan etkileri mevcuttur. Neyse ki bunlar oldukça nadir olup, anestezi ile ilgili olabileceği gibi, doğrudan ameliyatın kendisi veya implanttan dolayı da olabilir. Komplikasyonlar, her zaman olduğu gibi burada da erken, orta ve geç dönem komplikasyonları şeklinde sınıflandırılır.

Komplikasyon; yapılan bir ameliyat sonrasında gelişen ve olması istenmeyen bir durumdur. Olayın “komplike” olmasıdır da denebilir. Komplikasyon, beklenmeyen ve şaşırtıcı “birşey” olabileceği gibi, yaşanmış tecrübeler sonucu, olabileceği bilinen ve istatistiği çıkarılmış bir durum da olabilir. Her ne kadar bilinen komplikasyonların oluşmaması için önlemler alınmakta ise de arasıra karşımıza çıkabilmektedirler. Bunu havuz kenarında yürürken kayıp düşebileceğinizi bildiğinizden, mümkün olduğunca dikkatli yürümenize rağmen, yine de düşmeye benzetebiliriz.

Erken dönem komplikasyonu olarak, %1 ila 2 oranında bir sıklık ile ameliyat sonrası kanama ve buna bağlı hematom oluşumu karşımıza çıkabilir. İmplant cebi içine olan bu kanama, ortam kapalı bir hacim olduğundan, kendi iç basıncı sebebiyle bir süre sonra duracaktır. Bundan dolayı, kan nakli gerektirmesi söz konusu olmaz ancak hematomun varlığı yara iyileşmesini olumsuz etkileyeceğinden dolayı mutlaka boşaltılmalıdır. Ameliyatın ikinci gününden sonra herhangi bir kanama oluşması riski yok denecek kadar azdır.

Orta dönem komplikasyonları arasında %1’den az bir oranda görülen bakteriyel enfeksiyonlar, genellikle ilk iki hafta içerisinde ortaya çıkar ve antibiyotik kullanımı ile kontrol altına alınabilir. İnatçı enfeksiyon gelişmesi durumunda, ek olarak implant cebi lokal anestezi altında antibiyotikli çözeltiler ile ameliyathane şartlarında çalkalanarak (yıkanarak) temizlenmeye çalışılır. Eğer buna rağmen enfeksiyon geçmez ise, implant yerinden çıkarılmalı ve enfeksiyon geçene kadar antibiyotik tedavisine devam edilmelidir. İmplantın yeniden yerleştirilmesi için enfeksiyon geçtikten 6 ay ila bir yıl kadar sonrası beklenmelidir.

Bu sınıftaki ikinci komplikasyon implantın yer değiştirmesidir. Anatomik şekilli implantlar ayrıca kendi eksenleri etrafında dönebilirler. İmplant etrafında bağ dokusu kılıf (kapsül) oluşup implantın yeri sabitlenmeden aşırı fiziksel etkiye (yatarken, cinsel aktivite sırasında, spor yaparken, v.s.) maruz kalması sonucu gelişebilen bu durum, verdiği rahatsızlık oranında cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Kapsül gelişmekte iken yüz üstü yatılması ve yine aşırı harektlilik sebebiyle implantın da çok hareket etmesi sebebiyle bazen implant cebi yeterince sıkı oluşmaz ve bu geniş kapsül içinde implant çok hareketli olabilir. Bu durumda örneğin sırt üstü yattığınızda, implantlar aşırı miktarda yanlara kayar. Eğer ameliyattan sonra verilen tavsiyelere uyulmazsa veya implant ceplerini birbirinden ayıran, memeler arasındaki orta hat derisini iman tahtasına yapıştırarak bu hattın var olmasını sağlayan bağ dokusu lifleri zayıf ise veya implant cepleri açılırken, iman tahtası (sternum) üzerinde her iki taraftan birbirine çok yaklaşılarak bu lifler tamamen koparılırsa, memeleri birbirinden ayıran orta hat kaybolabilir ki buna “simmasti” denir. En kötü halinde bu durumda, göğüs duvarı üzerinde, sağ koldan sol kola kadar uzanan tek bir meme varmış görüntüsü oluşur. Bu durum, örneğin bisikletten memeleri üzerine düşen bayanlarda, düşmenin etkisiyle oluşan iç basınca bağlı olarak bu liflerin ani olarak kopması sonucu görülebilir.

Uzun dönem komplikasyonları

Normalde ince ve elastik olan bağ dokusundan yapılmış olan implant kapsülünün sertleşmesi yani “kapsül fibrozu” ve büzüşmesi yani “kapsül kontraktürü” en istemeyeceğimiz uzun dönem komplikasyonudur. Bu durum, kapsülün kireçlenmesi, yani üzerine kalsiyum çökmesiyle daha da sıkıcı bir hal alabilir. Kapsül oluşumu, kullanılan implanta, kesinin yerine veya yerleştirme seviyesine çok da bağlı değildir. Ancak kapsülde fibroz ve kontraktür gelişmesi, uzun süren (kronik) enfeksiyonlara, boşaltılmayan hematomlara ve genetik yatkınlığa bağlı olabilir. Dokulu yüzeyli (tekstüre – textured) ve koheziv jel dolgulu implantlar ile yapılan 10 yıla yakın süren gözlemler, kapsül kontraktürü gelişmesi oranının %5’in altında olduğunu göstermektedir.

Kapsül fibrozu ağrı yapabilir. Büzüşerek içindeki implantı sıkıştırdığından, meme derisine oluklanmalar meydana getirerek görüntü açısından rahatsız eder. Kapsül fibrozu başlangıçta fark edilirse uygun masajlar ile kontrol altına alınabilir ancak bu mümkün olmadıysa ameliyat ederek kapsül gevşetilmeli, aşırı derece kalınlaşmış ve büzüşmüş bir kapsül ise çıkartılmalıdır.

Kapsül fibrozu ve kontraktürünün sebebi, henüz keşfedilememiş olmakla beraber, bunu neyin kolaylaştırdığını ve mekanizmalarını gösteren bulgular var. Ancak sebep bilinmediği veya bilinse dahi önceden kestirilemeyeceği için, bu duruma karşı bir garanti genellikle sunulamamaktadır. Yine de ömür boyu (şimdilik tek bir marka) veya örneğin 10 yıllık “kapsül kontraktürü garantisi” veren markalar vardır. Ama zaten bu durum gelişecekse, genelde 10 ila 15. yıllar civarında geliştiğini bilmelisiniz. Literatürde 2. haftasında, evet, yanlış yazım değil, 2. haftasında kapsül kontraktürü gözlenmeye başlanan hasta mevcuttur.

Diğer bir istenmeyen durum, memebaşında kalıcı his kaybıdır. Memebaşının başlıca iki sinirsel ve damarsal beslenme kaynağı vardır. Bunlardan biri, 4 ile 5. kaburgalar arasından çıkarak doğrudan memebaşına ilerlediği gözlemlenmiş olan bir damar-sinir paketidir, diğeri ise çevresel cilt aracılığı ile buraya ulaşan damar ve sinirlerdir. Bu iki kaynaktan ilki, kesi yeri neresi olursa olsun, implant cebi açılırken zorunlu olarak feda edilmektedir çünkü açılacak olan implant cebinin tam ortasında yer almaktadır. Sonuç olarak memebaşı, sinirsel ve damarsal beslenmesini çevresel dokudan sağlamak durumunda kalır. Ameliyattan sonra, yine kesi nereden olursa olsun, oluşan travmaya sebebiyle gelişen ödeme yada implant yerleştirilince meydana gelen gerginliğe bağlı olarak geçici his kaybı olabilmektedir. Duruma göre bu kayıp ortalama 6 ay sürebilir. Kalıcı his kaybı son derece nadir görüldüğünü özellikle belirtmek isterim.

Oluşabilecek en kötü komplikasyon, dolaşım bozukluğuna bağlı memebaşı nekrozudur (doku ölümü). Kısmi kayıplarda, memebaşının mükemmel iyileşme gücüne bağlı olarak şaşırtacak derecede düzelme görülebilmektedir. Ancak aşırı sigara tüketimi, şeker hastalığı, iyileşme sırasında enfeksiyon gelişimi gibi birçok etkenin biraraya gelmesi sonucu tam kayıp gözlemlenebilir. Elbette bu durumun da bir çözümü vardır.

Aşırı büyük implant yerleştirilmesine bağlı rahatsız edici bir durum, cilt çatlaklarının gelişmesi ve ameliyat sonrasında zamana bağlı aşırı sarkma meydana gelebilmesidir.

Sormak istediğiniz bir şey var mı?

Arayın
WhatsApp
Telegram